“Performans İçin Koçluk – Sir John Whitmore” Bülteni
Değerli Step Up Kitap Kulübü üyemiz merhaba,
27 Şubat 2024 günü online olarak gerçekleştirdiğimiz kitap kulübü toplantısına sizin de dahil olduğunuz 43 kitap dostumuz katıldı. Bu toplantımızda Sir John Whitmore’un Performans için Koçluk eserini tartıştık. Açılışta bir önceki kitabımız olan Tenisin İçsel Oyunları’nın kulüp üyelerinin koçluğa olan etkileri, hayatımıza yansımaları ile ilgili görüşler alındı. Daha sonrasında Ahmet Umut Tarakçı ve Şenol Kaptan hocalarımız House of Human sponsorluğunda Roma’da düzenlenen Koçluk ve Liderlik Zirvesi ile ilgili bilgi ve görüşlerini aktardılar. Özellikle iş dünyası, liderlik ve bilim dünyasının katkısı alanlarında bilgiler edindik.
Peşinden Moderatör M.İlker Aksoy John Whitmore’u tanıttı. Onun zengin yaşam deneyiminin kendisine ve çevresine etkisini, network oluşturma ve yönetme becerisini değindi. Whitmore’un ekip oluştururken (Performance Consultants) aynı zamanda EMCC ve AC Global’in kurulmasına destek verme boyutunun da altını çizen İlker, Dr. Umut Tarakcı’ya düşüncelerini sordu. Bu konuda Umut Hocamız John Whitmore ile anısını ve beraber çekildikleri fotoğrafını paylaştı. Şu sözlerine yer verdi: “Koçlar dünyayı değiştirme çabası ve insanları geliştirme çabası içerisinde olmalıdır. Geleceği kurgulayacak olan bizleriz.” Devamında Umut hoca kitabın 4. Baskısı sayfa 129 (geleceğe taşımak) ‘a atıfta bulunarak “Bir sonraki topta sana şunu soracağım?” şeklinde dikkat çekici yaklaşımı hatırlattı. Gerçekten de gelecekte ne yaşayacağım sorusuna hazırlık için çok değerli bir soru…
Devamında moderatör yeni katılanlar için kulübün amacını bir kez daha hatırlattı. Kitap kulübüyle;
- Birbirimizden öğrenmek,
- Aynı kitabı farklı gözle değerlendirmek,
- Network oluşturmak,
- ICF 16 no’lu etik kuralında “bir ICF profesyoneli olarak ben sürekli kişisel mesleki ve etik gelişim yoluyla mükemmelliğe ulaşmayı taahhüt ederim” şeklinde yer alan ilkesini gerçekleştirmek, konularını hayata geçirmeyi hedeflediğimize değindi.
Sonrasında aşağıda belirttiğimiz çerçeveye göre sıra ile 3’er dakikalık kitap hakkındaki görüşlerimizi paylaştığımız bölüme geçtik. Çok öğretici bir akışla geçen bu kısımdaki öğrenmelerimizi paylaşacağız ama öncesinde Step Up Proje Yöneticimiz Menekşe Cavcav tarafından hazırlanan özeti onun kalemi ile sizinle paylaşmak istiyoruz:
“İnsan potansiyelinin kilidini açmanın, hem kişisel hem de profesyonel anlamda performansı en üst düzeye çıkarmanın bir yolu olarak koçluğu tanıtan, koçluğun ilke ve tekniklerini kapsamlı bir anlayışla ele alan ve araştıran, Hedef, Gerçeklik, Seçenekler ve İrade anlamına gelen GROW modeli ile bireylerin hedeflerini netleştirmesine, seçenekleri belirleyip keşfetmesine ve eylem adımlarını taahhüt etmesine yardımcı olan, koçluğun liderlikteki rolünü ve kurumsal performansı da nasıl artırabileceğini detaylıca anlatan bir kitap Performans için Koçluk.
Hal böyleyken alanında bir rehber olarak kullanılması da şaşırtıcı değil. Kitabın sevdiğim yönlerinden birisi kişisel deneyimler ve vakalar üzerinden örnekler vermesi ve birkaç örnek seans yazmış olması. Bu sayede Sir Whitmore olayları içselleştirmemizi kolaylaştırıyor.
Kitabın koçlukla alakalı en önemli girdisi ve altını çizdiği fark şu; “Koçluk öğretmek değildir – “öğrenme ve büyüme için gerekli koşulları yaratmakla ilgilidir”.
Burada da Canan Hocam’ın Tenisin İçsel Oyunları bültenine de atıfta bulunmak istiyorum. Kendisi Gallwey’in Benlik 1 ve Benlik 2lerini Whitmore’un Koçluk formülüne benzetmişti ve ben de Gallwey’in şu sözünü burada belirtmek istiyorum; “Kendi kafasındaki rakip, filenin diğer tarafındaki rakipten daha zorludur”. Performans (P) = Potansiyel (p) – Parazit (i) yani koçluk insanların performanslarını en üst düzeye çıkarma potansiyelini parazitleri elimine ederek ortaya çıkarır.
Kitaptan aldığım koçluğuma ve birçok koça da katkısı olacağını düşündüğüm cümlelerden birisi de şu; “Bilgi ve deneyimin ne zaman paylaşılacağını ve ne zaman paylaşılmayacağını öğrenmek önemlidir”.
Sir Whitmore, Maslow’un “statü ve tanınma” ihtiyacını da “liderlik ve kendine inanma” olarak yeniden ifade ediyor. “Anlatmak seçimi boşa çıkarır, yetkisizleştirir, potansiyeli sınırlar ve motivasyonu düşürür” diyor ve koçluğun tam tersi etkisi olduğu sonucuna varıyor.
Bu yaklaşım ben de, zaman zaman bilgi ve deneyimimi paylaştığımda altında yatan anlamın aslında ne olup olmadığını kişisel olarak düşünmemi sağladı.
Organizasyonlardaki performans ve kültür ilişkisine geldiğimizde Sir Whitmore kültür “Dürtüsel” aşamalardan geçerken, müdahale azaltıldığında/ortadan kaldırıldığında potansiyelin nasıl farkına varıldığını ve arttığını gösterirken tablolarla da kapsamlı bir şekilde ele alıyor. Konuyu daha da pekiştirmek isteyenler için James Clear’ın Atomik Alışkanlıklar kitabını da öneririm. Bu bölüm de koçluk için güzel bir çıktıyla son buluyor; “ölçemediğinizi yönetemezsiniz!”
Kitabın en okurken bile zorlayan, düşündüren bir daha dönüp okutan kısmı bence Benötesi Koçlukla dönüşümdü. Buradaki duygusal zekâ, Assagiolinin önderi olduğu psikosentez, alt kimlikler gibi kavramlar kitapta bahsi geçen fakat kendi kendine bile ayrı ayrı kitap yazılabilecek kavramlardı. Son bölümlerde konu koçluktan daha çok psikolojideydi ve ben ötesi koçluk metodundaki evrenselliğe giderken geçilen fazlar ve koçluk seansında uygulanacak yöntemler belli bir seviyeye kadar açıklanmış olsa da Sir Whitmore’un da belirttiği gibi üzerine birkaç eğitime katılınıp uygulansa daha verimli sonuçlar alınabilir hissi uyandırdı bende.
Son bölümdeki değişim için koçlukta bana ne kadar ileri görüşlü bir koç ve yazar olduğunu bir daha gösterdi ve kendini gerçekleştirmek gibi bir görev edinmiş beni “hiyerarşiden özsorumluluğa ve herkes için daha iyi bir dünyaya dönüşümde kendi payımıza düşeni bu şekilde oynayabiliriz.” sözüyle çok motive etti.
10 Eylül 2024’te de Tiffany Gaskell ile 6. Baskısının çıktığını görünce hiç şaşırmadım açıkçası.
Son olarak, bu kitabın bir koçluk rehberi olarak görülmesine şaşmamak lazım çünkü yöneticiler ile kişisel ve profesyonel gelişim arayan bireyler için içerisinde altın değerinde veriler, pratik araçlar, stratejiler ve içgörüler var.”
Şimdi sizlerden derlediğimiz kitap hakkındaki görüşlerinizi içeren bölüme geldik. M.İlker Aksoy’un moderatörlüğündeki bu bölümde sırası ile,
Seda Şen, koçların okuması gereken kitaplardan biri olduğuna, anlam ve amaç ile iradeye ve sonrasında nicelik ve nitelik konularına,
Sevil Önyörü, rol değişimine (“ya ben sen olsaydım”) ve koçluğundaki etkilerine, alan açma, etkin dinlemeye, buna ilave olarak yönlendirme yapmadan koçluk yapmada ne gibi faydalar elde ettiğine,
Zahide Ulusoy, eserin koç ve liderlerin başucu kitabı olduğuna, Maslow’un teoremine, liderliğe etkisine (sayfa33), özsaygı basamağına geçmeye,
Ayşegül İmamoğlu, Maslow’un ihtiyaçlar hiyerarşisine, Benlik1 – Benlik 2’nin kaynaşmasına, koç ve mentor ayrımına,
Kerim Tokgöz, amaçlar ve mevcut durum analizinde, “neden amaçlar, mevcut durumdan önce düşünülmeli” yaklaşımına, hedefleri elimizdekiler ile belirleyebildiğimize ve bunun bizi amacımızdan uzaklaştırmasına,
Kadir Akhan, olmanın önemine, hayatımızda gördüğümüz şeyleri ikiye böldüğüne, belirleyici şeylere ve etki eden şeylere, insanın önce kendine koçluk yapmasına, kendisine sormadığı soruyu danışanımıza sormamamız gerektiğine,
M. İlker Aksoy, hedefin tanımlanmasındaki PURE akroniminin E harfi olan etik kavramına, Eşkoçluk – 8’in iki gün sonra yapılacak lansmanında Step Up Etik Kurulunun kurulduğunun deklare edileceğine, bir etik yönergesi hazırladıklarına, GROW ve KAMÇI izleklerinin ayrışan yanlarına, bununla ilgili Coach Magazine Türkiye’de bir makale yazdığına ve bu yazının kitap kulübü üyeleri ile paylaşılacağına,
Yasemin D. Yarar, Bölüm 19’daki koçluğun faydaları ve getirisini ölçmenin önemine, bunun Yüksek performans kültürüne giden yolculuğuna,
Şenol Kaptan, Koçluk tarzı liderlik yaklaşımına, Koçluk yapmanın ayrı, koç lider olmanın ayrı bir konu olduğuna, Koçvari anne baba gibi, lider ve yöneticilerimizde de aynı koçluk duruşunu kullanmasının önemine, bu konuda kurumsal eğitimlerin devam ettiğine, liderin koçluk becerilerini nasıl kullanacağına, koçvari geri bildirim nasıl olması gerektiğine, koçvari mentorluk, koçvari delegasyon kavramlarına, koçvari dendiği zamanki tarz ve duruşa, koçluğun itme ve/veya reddetme olmadığına, alan açmasına, kişiyi tam ve bütün kabul etmesine, aksi halde tek beyin olarak lider yalnız kalmasına, oysaki koçlukta çok beyin olarak çalışıldığına, her çalışanın yönetim süreçlerine katılarak müşterek faydanın arttırılmasına, mevzunun hep insan olduğuna, insanın içindeki potansiyeli ortaya çıkarmasının önemine, bunlara ilaveten kitabın, öğrenci koçluğu, takım koçluğu, kendine koçluk, anne baba koçluğu alanlarında yazarın iç dünyasını yansıttığına, zaman, kalite ve öğrenmede; öğrenmenin hep en sona kalmasına, “hâkimiyet” kelimesinin kendisine bu kitaptaki en büyük ilhamlardan birisi olduğuna, bu bağlamda, çevrene, işine… hakimiyet kavramının zihin açan tarafına, çatışma yönetimi kapsamında, arkada ne var, söylenmeyen ne var, yaklaşımına, “çatışmanın kaynağı alt kimliklerin savaşıdır” atfına ve buradan bir koçluk aracı çıkartma niyetine değindi.
Ayrıca Şenol Kaptan, katılımcılar ile kitabı bölümleyerek irdelemenin ve herkesin etkilendiği bölümler hakkında makaleler yazmasının önemine ve buna ilaveten Etik kavramında davranışın gerekçesini, bunun altında doğru davranışı sergilemenin yattığının altını çizdi. Son olarak “koç lider” kelimesinin kullanımının arttırılmasının önemine vurgu yaptı.
Finale yaklaşırken moderatör, KOÇVARİ ANNE BABA PROJESİ’ni destekleme bağlamında, sayfa 44’deki “çocuklarımızı içinde yaşayacakları dünyaya hazırlamak” cümlesini vurguladı ve bu bölümü eserde yer alan Tolstoy’un “mutlu aileler birbirine benzer, her mutsuz aile ise kendi tarzında mutsuzdur.” cümlesi ile sonlandırdı.
Bir cevap yazın