“Atomik Alışkanlıklar – James Clear” Bülteni
Değerli Step Up Kitap Kulübü üyemiz merhaba,
25 Haziran 2024 günü online olarak gerçekleştirdiğimiz kitap kulübü toplantısına sizin de dahil olduğunuz 44 kitap dostumuz katıldı. Bu toplantımızda James Clear’ın Atomik Alışkanlıklar adlı eserini tartıştık. Açılışta moderatör M.İlker Aksoy kısaca ilk üç kitabı ve bu seçimin arkasındaki kurguyu anlattı. Şimdi biraz buraya bakalım mı?
Hepimizin hatırlayacağı gibi ilk kitabımız Tenisin İçsel Oyunları idi. Bu kitap görünüşte sporla ilgiliymiş gibi bir izlenim verdiyse de altında yatan Benlik-1 ve Benlik-2 mücadelesini anlamamız, aslında bu mücadeleyi bırakıp birbirlerini anlamaya başladıklarında tatlı bir rekabete geçtiklerinde ortaya çıkan uyum açısından zihin açıcıydı. Buna ilaveten J. Whitmore’a ilham olan koçluğun temellerini bizim de keşfetmemiz adına iyi bir başlangıç oldu. Bu noktaları yakalayan pek çok koçumuzla sohbetler yaptık. Bu kitabımızı Performans İçin Koçluk izledi. Şunu samimi olarak ifade etmeliyiz ki, eğer bugün koçluk mesleğinden bahsediyorsak, sebebi bu yazardır. Bol öğrenmeli ve keşif dolu bu okumamızda; kendi koçluğumuza dönüp bakmamız, koçluk akışını anlamamız ve pek çok girdisi ile çok keyif aldık. Üçüncü kitabımız Umut Ahmet Tarakcı’dan Bir Yaşam Ustalığı Mutluluk idi. Koçlukta esas olarak iki konu çalışıyoruz: Başarı ve mutluluk… Mutluluk üzerine detaylı bir inceleme ürünü olan bu eser, özellikle değerler ekseninde isabetli tespitleri ve on yedi yılı aşkın süredir güncelliğini koruması adına bizlere ilham oldu. Bu üç kitabın attığı temelle, koçlukta değişim ve danışanın kararlarını eyleme döndürmedeki etkisinden dolayı alışkanlık inşası üzerine bir seçim yaptık. Atomik Alışkanlıklar kitabı ile ne kadar isabetli bir karar verdiğimizi toplantımızda hissettik.
1,5 saat süren toplantımızda işlediğimiz konular ve elde edilen sonuçlarımızı aşağıdaki maddelerde sizinle paylaşıyoruz.
- Yakın dönemdeki gelişmelerin değerlendirilmesi:
Koçlukta yaz dönemi biraz içe dönme ve beslenme zamanıdır. Havaların ısınması ve tatiller yapılan koçluk sayısını azaltıyor. Mümkünse bu dönemde koç olarak yılın ilk altı ayının değerlendirmesini yapmanızı tavsiye ediyoruz. Kaliteli bir koçun sürekli gelişmesi ve ilerlemesi bir zorunluluk. Bu bağlamda yaz döneminde biraz içe dönüp okumalarımızı arttırmak iyi olacaktır.
2. Kitap kulübümüzün amacı:
• Birbirimizden öğrenmek,
• Aynı kitabı farklı gözle değerlendirmek,
• Network oluşturmak,
• ICF 16 no’lu etik kuralında “bir ICF profesyoneli olarak ben sürekli kişisel mesleki ve etik gelişim yoluyla mükemmelliğe ulaşmayı taahhüt ederim” şeklinde yer alan ilkesini gerçekleştirmektir.
3. Kitap Özeti:
Bu buluşmamızda kitap özetimizi Kitap Kulübü Yöneticimiz Elif Tuğrul yaptı. Kendisinin yorum ve tespitleri eşliğinde özeti paylaşıyoruz:
“1 yıl boyunca her gün %1 iyileşme kat ederseniz, 1 yıl sonu geldiğinde 37 kat daha iyi olursunuz. Bu iki taraflı çalışır. Küçük bir kazanç ya da önemsiz bir engel olarak gözüken şey, sonunda birikerek çok daha fazlasına dönüşür
İyi alışkanlıkların değeri ve kötü alışkanlıkların maliyeti ancak iki, beş ya da 10 yıl sonra çarpıcı şekilde belirir.
Sonuçlar, alışkanlıklarınızın gecikmeli ölçüsüdür, neyi tekrarlarsanız, onu elde edersiniz.
Hayatta kendinizi nerede bulacağınızı tahmin etmek istiyorsanız, tek yapmanız gereken küçük kazanç ve kayıplarınızın kavisini takip etmektir.
Alışkanlıklar iki uçludur, iyi alışkanlıklar büyütürken kötü alışkanlıklar sizi parçalara ayırabilir.
Kalıcı alışkanlıklar oluşturmanın en zor yanı, küçük değişiklikler ile elle tutulur sonuçları göremeyince durmaya karar verir. (Bambu)
Sistemler ve hedefler arasındaki fark; Hedefler, ulaşmak istediğiniz sonuçlara, sistemler ie o sonuca giden süreçlerle ilgilidir. Hedefe değil, sistem odaklanmalıdır.
Başarılı ve başarısız insanlar aynı hedefleri paylaşıyorsa kazananları kaybedenlerden ayıran şey HEDEF olamaz.
Farklı sonuca ancak sürekli küçük iyileşmelerden oluşan bir sistem ile ulaşılabilir.
Bir hedefe ulaşmak hayatınızı SADECE ŞİMDİLİK değiştirir. Sorunları sonuç düzeyinde çözdüğünüz zaman sadece geçici olarak çözmüş olursunuz. Temelli bir iyileşme için sorunları SİSTEM düzeyinde çözmelisiniz.
Girdileri düzeltirseniz çıktılar kendi kendilerini düzeltir. Bunu “mutluluk” kitabında da görmüştük. “Hedefime ulaştığım zaman mutlu olacağım” denir, bu mutluluğu ertelemekten başka bir şey değildir. Hedefler, “ya şunu başarırım ya da mutsuz olurum” çatışması oluşturur. Sonuçtan çok sürece odaklandığınızda mutluluk da yanınızda yürür…
Hedef koymanın amacı oyunu kazanmaktır. Sistem kurmanın amacı ise, oyunu oynamaya devam etmektir…
Davranış değişikliğinin üç katmanı vardır.
- Sonuçlarınızda değişiklik
- Süreçlerinizde değişiklik
- Kimliğinizde değişiklik
Sonuç, elde ettiklerinizdir. Süreçler, yaptıklarınız ve kimlik ise inandıklarınızdır.
Çoğu insan alışkanlıklarını değiştirme sürecinde “ne elde etmek” istediğine odaklanır. Bu bizi sonuca dayalı alışkanlıklara götürür. Alternatifi ise “kimliğe dayalı” alışkanlıklar inşa etmektir. Bu yaklaşım ise “KİM OLMAK “istediğimize odaklanarak başlarız.
Kişinin özüyle uyuşmayan bir davranış kalıcı olamaz… Geçmiş davranışlarınıza yol açan, altta yatan inançları değiştirmediğiniz sürece alışkanlıklarınızı değiştirmek güçtür.
Gerçek davranış değişikliği kimlik değişikliğidir. Bir alışkanlığa motivasyon nedeniyle başlayabilirsiniz ancak ona bağlı kalmanızın TEK NEDENİ kimliğinizin bir parçasına dönüşmesi olacaktır.
Örnek verecek olursak;
- Hedef, bir kitap okumak değil, okuyan birine dönüşmektir.
- Hedef bir maraton koşmak değil, koşucuya dönüşmektir.
Bir düşünce ya da eylem kimliğine ne kadar derinden bağlıysa onu değiştirmek de o kadar zorlaşır. İyi eylemleri uygulamak akılcı gelebilir ancak kimliğinizle çeliştiklerinde onları eyleme geçirmeyi başaramazsınız. İlerleme öğrendiklerinizi silmeyi gerektirir. Kendinizin en iyi versiyonuna dönüşmek için inançlarınızı sürekli gözden geçirmeli ve kimliğinizi en üst seviyeye taşıyıp, genişletmelisiniz.
Kimliğiniz alışkanlıklardan doğar. Kendinizle ilgili olanlar da dahil her inanç tecrübeyle öğrenilir ve inançlarla şartlanma oluşur.
Bir davranışı ne kadar çok tekrarlarsanız o davranışa bağlantılı kimliği de o kadar pekiştirirsiniz. Bir inanç için ne kadar çok kanıtınız varsa ona o kadar çok inanırsınız.
Her alışkanlık sadece sonuç vermekle kalmaz, aynı zamanda size kendinize güvenmeyi öğretir. Bu şeyleri gerçekten başarabileceğinize inanırsınız. Onlar birikip sonuçlar değişmeye başlayınca kendinize anlattığınız hikâye de değişir. Elbette bu, aksi yönde de işler.
Kimliğinizi değiştirmenin iki adımlı süreci;
- Olmak istediğiniz insan türüne karar verin
- Bunu küçük kazanımlar ile kendinize kanıtlayın
Neyi temsil etmek istiyorsunuz? Prensip ve değerleriniz neler? Kim olmak istiyorsunuz?
Kendinize şu soruyu sorun; “İstediğim sonucu ne tür bir insana elde edebilir?”
Örneğin sağlıklı olmak istiyorsanız; “Sağlıklı bir insan ne yapar?” diye sorabilirsiniz.
Geri bildirim döngüleri; alışkanlıklarınız kimliğinizi, kimliğiniz alışkanlıklarınızı şekillendirir. Değerleriniz, prensipleriniz ve kimliğinizin sonuçlarından çok döngünüze güç sağlamasına izin vermeniz önemlidir.
Odak noktanız daima belli bir sonuca ulaşmak değil, belli bir türde insan olmak olmalıdır.
İlk adım “ne” ya da “nasıl” değil, “kim” olmalıdır. Kim olmak istediğinizi belirlemelisiniz. Alışkanlık, otomatikleşecek kadar çok tekrarlanmış davranıştır.
DENE, BAŞARISIZ OL, ÖĞREN, FARKLI ŞEKİLDE DENE. Pratikte işe yaramaz hareketler silinir ve işe yarayan eylemler pekişir. Alışkanlık böyle oluşur.
Beynin geçmişi hatırlamasının başlıca nedeni gelecekte neyin işe yarayacağını daha iyi öngörebilmektir.
Alışkanlık oluşturmak inanılmaz derecede faydalıdır çünkü bilinçli zihin beynin darboğazıdır. Bilinçli zihin, mümkün olduğu ilk anda görevleri otomatik olarak yapması için bilinçsiz zihne aktarır. Alışkanlıklar, dikkatinizi diğer işlere ayırabilmeniz için bilişsel gücü azaltır ve zihinsel kapasitede yer açar.
Sanılanın aksine alışkanlıklar özgürlüğü kısıtlamaz. Alışkanlıklar özgürlük yaratır. Şimdiki zamanda alışkanlık inşa etmek gelecekte istediklerinizi daha fazla yapmanıza olanak sağlar.
Alışkanlık bilimi dört adıma ayrılabilir;
İyi bir alışkanlığın yaratılması; İşaret (görünür kılmak)- İstek (cazip kılın) – Tepki(kolaylaştırın) – Ödül (tatmin edici kılın)
Kötü bir alışkanlığın bırakılmasında ise, tersi işler; İşaret (görünmez kılmak)- İstek (itici kılın) – Tepki (zorlaştırın) – Ödül (tatmin edici olmaktan çıkarın)
Bütün alışkanlıklar bu sıra ile döngüyü tamamlar. İşaret bir isteği tetikler, istek bir tepkiyi motive eder, tepki bir ödül sağlar, ödül isteği giderir ve en nihayetinde işaretle bağdaştırılır.
İşaret ve istek sorun safhası (bir şeyin değişmesi gerektiğini fark ettiğiniz yer), tepki ve ödül çözüm safhasıdır (harekete geçtiğiniz ve arzu ettiğiniz değişikliği başardığınız yer). Bu alışkanlıklar döngüsü sürekli olarak ortamı taramakta, sırada ne olduğunu öngörmekte, farklı tepkileri denemekte ve sonuçlardan ders almaktadır. Bütün davranışlar bir sorunu çözme arzusundan güç alır. Bazen sorun, iyi bir şeyi görüp onu elde etmeyerek istemenizdir. Bazen de acı çekmeniz ve ondan kurtulmak istemenizdir.
İnsan beyni bir tahmin makinesidir. Etrafınızı sürekli dikkate alır ve karşılaştığı bilgiyi analiz eder. Yeterli pratikle, belli sonuçları öngören ipuçlarını bilinçli olarak düşünmeden yakalayabilirsiniz. Beyniniz tecrübe ile alınan dersleri otomatik olarak kodlar. Aslında bilinçli halinizden fazlasısınızdır.
Yeni bir alışkanlık oluşturmadan önce eski alışkanlıkları gözden geçirmek gereklidir. Öncelikle bilinçsiz ve otomatik olarak uygulanan bu alışkanlıkların farkına varmak gerekir.
Psikolog Carl Jung’ un dediği gibi “Siz bilinçsiz olanı bilinçli hale getirene kadar, o sizin hayatınızı yönlendirmeye devam eder ve siz buna kadar dersiniz.
İşaret etme ve seslenme, hataları %85, kazaları %30 oranında azaltmaktadır. Bilinçsiz bir alışkanlığın farkındalık düzeyinin artmasında çok etkilidir.
Koçluktaki KAMÇI modelinde “ISMARLAMA” ya da uyan “şu gün, şu saatte, şurada 20 dakika yoğun bir egzersiz yapacağım” gibi detaylı plan yapan insanların o işi tamamlama olasılığı çok daha olasıdır. Pek çok insan motivasyon sıkıntısı çektiğini sanmaktadır ancak netlik sıkıntısı yaşamaktadırlar.
Diderot etkisi; Hiçbir davranış tek başına gerçekleşmez. Her eylem bir sonraki davranışı tetikleyen bir işarete dönüşür.
Alışkanlık istifleme; Şu mevcut alışkanlıktan sonra şu yeni alışkanlığı gerçekleştireceğim. Buradaki kritik konu doğru işareti seçmektedir.
Alışkanlıklarda “ortamın önemi çok fazladır. İnsanlar genellikle ürünleri oldukları şey yüzünden değil, oldukları yer bakımından seçerler.
Bağlamın gücü önemli bir konuyu da açığa çıkarıyor. Alışkanlıklar yeni bir ortamda daha kolay değiştirilebiliyor. “Tek alan, tek kullanım”
Ortamda radikal bir değişiklik olduğunda bağımlılıkların kendiliğinden kalkabildiği ortaya koyulmuştur. Bağlam değişince alışkanlık da değişiyor. Zihinde kodlanmış bir alışkanlık, alakalı bir durumun ortaya çıktığı her an kullanıma hazırdır. İşaretler konusunda dikkatli olmazsanız durdurmak istediğiniz davranışın ta kendisine neden olabilirsiniz.
Kötü alışkanlıklar otokatalitiktir. Süreç kendi kendini besler.
Olumsuz bir ortamda olumlu alışkanlıklara tutarlı bir şekilde bağlı kalabilmek mümkün değildir. Bir alışkanlığınızı ASLA iki kez atlamayın. Sizi mahveden hiçbir zaman ilk hata değildir, onu takip eden tekrarlı hatalardır. Bir şeyi bir kez kaçırmak kazadır. İki kez kaçırmak ise yeni bir alışkanlığın başlangıcıdır.
Yanlış ölçümü seçtiğimiz zaman yanlış davranışı elde ederiz. Buna Goodhart Yasası denir. “Bir ölçüm hedefin kendisine dönüştüğü zaman iyi bir ölçüm olmaktan çıkar”
Acı, etkili bir öğretmendir. Bir başarısızlık acı verirse düzeltilir. Ama başarısızlık nispeten acısızsa yok sayılır. Sonuçlar ciddi olunca insanlar da hızlı öğrenirler. Davranışla ilişkili cezanın hızını arttırmaktır. Eylem ile sonuçları arasında boşluk olmamalıdır. Eylemler hızlı bir sonuca neden olur olmaz davranış değişmeye başlar. Davranış, ancak ceza yeterince acı vericiyse ve güvenilir şekilde dayatılırsa değişir.
Hükümetlerin vatandaşları sorumlu kılmada kanunları kullanması gibi, siz de kendinizi sorumlu kılmak için bir alışkanlık sözleşmesinden faydalanabilirsiniz.
Bir sonraki kitabımızda görüşmek üzere,
Elif Tuğrul”
4. Katılımcılarımız kitap hakkındaki değerlendirmeleri:
Değerlendirme aşamasında, katılımcılar kendilerine verilen üç dakika içerisinde fikirlerini paylaştılar. Moderatör tarafından yönetilen bu bölümde sırası ile;
a. Yeşim Engindeniz: İstek-İşaret-İstek-Ödül döngüsünden bahsederek kitabı çok beğendiğini iletti.
Moderatör bu döngünün C. Duhigg’de İşaret-Rutin-Ödül, F.Skinner’da Uyarıcı-Tepki-Ödül şeklide karşılık bulduğunu söyledi. Burada alışkanlığın kazanılmasında ilk tepkinin, hatırlatıcının / uyarıcının önemine, orta kısımda eylemin olduğuna ve finalde ödüle dikkat çekti. Ödül ve dopamin bağlantısı ve alışkanlığın devamlılığındaki öneminin altını çizdi.
b. Ayşegül İmamoğlu: Tepki ve ödül kısmı koçlukta çok kullanılabilir bir alan. Koçlukta görünür kılmak, cazip kılmak, kolaylaştırmak kısımları kullanılabilir dedi ve alışkanlığın kimlik boyutunda oluşmasına değindi.
Koçluk yaparken zorlandığımız durumlarda kendimize bu durumu uygulayabiliriz. Değerler ve SWOT’tan sonra bu dörtlü ile çalışılabilir (İstek-İşaret-istek- ödül) dedi.
Motivasyon kısmı çok iyi anlatılmış ve eğitim materyali olarak da kullanılabilir dedikten sonra alışkanlıkların ölçülmesi konusunda ilerlemeyi ölçmenin önemine vurgu yaptı.
Alışkanlık istifleme bölümünü beğendiğini ve kendi ilerlemesini ölçme aracı olarak kullanılabileceğine değindi. Buna ilaveten Akış ile bağlantısını yakaladığını söyledi.
Moderatör “bir alışkanlık oluşturduysan küçük ilerlemelerle bunu beslemelisin. Eğer mevcut haliyle devam edersen sıkıntı, çok zorlayıcı bir challenge ile devam edersen başarısızlık ve alışkanlığı bırakma durumu oluşabilir.” dedi ve kitabın 250. sayfasındaki dipnota atıfta bulundu.
Uyuyan potansiyel şemasının, hayal kırıklığı için koçlukta çalışılabileceğini ifade etti. Son olarak Ayşegül hocamız, duygular önemli, farkındalık oluştuktan sonra bunun davranışa dönmesi gerekiyor dedi ve Duygu ve davranışı birleştirerek kullanmak gerekiyor eklemesini yaptı.
c. Ayla Şababoğlu: Şansın sizden yana olduğu bir oyun bulmak, bana eğlenceli gelirken başkalarına iş gibi gelen şeyler, bana zamanın nasıl geçtiğini fark etmediğimiz durumlar ile ilgili akış ile bağlantısını kurdu. Kitabın birçok kitabı hatırlattığını, farklı kimlikler ile farklı etkiler yaptığını ifade etti.
Kendi hayatımda değiştireceğim konuları buldum dedi. 3 ayda bir kontrol planlayacağını ve davranışları değiştirmenin kolaylığını fark ettiğini söyledi.
Ebeveyn kimliği ile baktığımda, davranıştan değişikliğe gidiş ve ortam değişikliğinin motivasyondan daha önemli olduğu konusuna vurgu yaptı.
9.bölümdeki, sosyal normlara uyma konusu… Grubun normlarına uyma konusuna değindi.
d. Sevcan Köseer: Kitaptan koçluk soruları çıkardığını ve bunun koçluğuna iyi geldiğini söyledi. Kötü alışkanlıkları sürdürmek bu kadar kolayken, iyi alışkanlıkları sürdürmek neden bu kadar zor bölümünü paylaştı.
Hedeflerden çok, sisteme odaklanmak gerekiyor dedi. Alışkanlıklar kendini iyileştirmenin bileşik faizidir. Sonuçlarınız alışkanlıklarınızın gecikmeli ölçümüdür. Zaman, başarı ve başarısızlık arasındaki boşluğu büyütür. Zamanı neyle beslerseniz zaman onu katlar girdilerini yaptı.
Neyi farklı yapacağım diye kendine sorduğunda, bundan sonra okuduğu kitapları dijitalize edeceğini ve yapılacakları not edeceğini söyledi. Koçluk ile ilgili soru çalışmalarına başlandığını ve bunu alışkanlığa çevirmeye çalışacağını ifade etti. Son olarak alışkanlıklardaki kimlik konusunun önemine vurgu yaptı.
e. Okan Çilingiroğlu: Davranışları duyguların yönettiğine değindi. Sistem-1 ve Sistem-2 bağlantılarını paylaştı.
Yeterince büyük bir nedeniniz varsa, her türlü nasılı yönetirsiniz dedi. Okan Hocamız buna Nietzsche’den “uğruna yaşayacak bir nedeni olan kişi neredeyse bütün nasıllara dayanabilir” alıntısı ile destek verdi.
f. Elif Tuğrul: Benlik1 – Benlik 2 ile Tenisin içsel oyunları ile bağlantısından bahsetti. Peşinden, alışkanlıkların otomatik davranışa dönüşmesine değindi ve sayfa 76’da yer alan ne zaman, nerede, ne yapacaksın, söz verme bölümleri ile Umut hocamızın KAMÇI izleğindeki ısmarlama arasındaki bağa dikkat çekti.
Alışkanlık sözleşmesi ile söz verince yaparız bölümünü KAMÇI’nın ilan aşaması ile bağdaştırdı. Sonra Umut Ahmet Tarakcı’nın Mutluluk kitabındaki Kelebek etkisi ile Atomik Alışkanlıklar’daki hedefin değil, sürecin önemli olduğu kısım ile bağlantı kurdu. Devamında Nasuh Mahruki’nin 3 hata 1 kaza söylemine atıfta bulunarak alışkanlıkların çökmemesine (ASLA iki kez atlama) değindi. Burayı kimliği onaylamak bölümüyle linkledi.
Kitaptaki “Dene, başarısız ol, öğren, farklı şekilde dene” örüntüsünün pratikle işe yaramaz hareketler silinir ve işe yarayan eylemler pekişir yaklaşımına olan benzerliğine değindi ve alışkanlıklar böyle oluşur dedi.
Ölçek ve takip etmek motivasyon sağlar, görselleştirme önemlidir dedi. Burada Moderatörsayfa 209’daki Dyrsmid’ın 120 ataç olan dolu kavanozdan boş kavanoza her bir iş telefonu konuşmasından sonra ataç atmak stratejisi ile iyi bir satıcı olması örnek olayını hatırlattı. Görselleştirmeye konu bu örneğin alışkanlık inşasına ve kişiyi başarıya götüren yolculuğuna olan etkisini vurguladı.
Seçimler değil, oldukları yer dolayısı ile tercih edilmesine değindi. Sunum yerlerinin değiştirilmesi (kötü alışkanlığı zorlaştırmak gibi.) ve tüketimin buna göre değişmesi bölümünü hatırlattı. Bu bölüme moderatör bilişsel davranışçı ekol ve bunun Kahneman’dan başlayan pazarlamaya etkisine vurgu yaptı.
Alışkanlık istiflemeye değinen Elif, şu mevcut alışkanlıktan sonra, şu yeni alışkanlığı uygulayacağım kurgusu ve zincir gibi eklemenin önemini söyledi.
g. S.Selim Kıdal: Alışkanlık Scorecard denemesi yaptığını söyledi. Kendisinin 3-4 saatlik bir çalışma yaptığını ve elde ettiği başarı hikayesini anlattı. Danışanlara bu konuda öneri verilebileceğini iletti. Davranışların temel felsefesi, her şeye çözüm bulma gayesinden oluşuyor, dedi.
h. Kahraman Şenol: Kötü alışkanlıkları zorlaştırın. Görünmez kılın, itici kılın, zorlaştırın ve tatmin edici kılmayın, dedi. Olumsuz alışkanlıkları değiştirmenin güçlüğüne vurgu yaptı.
i. Şenol Kaptan: Koçluk danışanın değişimindeki yol arkadaşlığıdır ve değişim çok zordur. Davranış değişikliğinin kalıcı hale gelmesi çok kıymetlidir. Koçluğun da ana hedeflerinden bir tanesi görüşme yaptığınız alan ile ilgili kişileri gelişim yolculuğu, tutum ve davranışın onda kazandırma çabası içindeyiz. Bu çok kıymetli ve bu bilinç özeni de beraberinde getirecektir, dedi.
Bu zorluğun entelektüel bir tarz ile kişiye aktarılması da bir ihtiyaçtır. Kişinin vermiş olduğu bir karar, istek ve arzunun da yerine gelme ihtimalinin ne kadar zor olduğunun da kişiye aktarılması, bir tarif ile link ile yapılması önemlidir, diye devam etti.
Bu kitaptaki örnekler ve olaylar koçlukta kullanılabilir. Eğitmen edası ile de bu kitaba ayrıca bakmanızı önerim, dedi.
Şenol hocamız; Atomik Alışkanlıklar koç kalma yolculuğumuzda, eğitim yolculuğumuzda, koçvari annebaba yolculuğumuzda çok ciddi katkı sağlayacak bir kitaptır. Lütfen tekrar tekrar okuyun diyerek toplantının bu bölümünü sonlandırdı.
5. Kitaptan alıntılar:
Moderatör M. İlker Aksoy tarafından kitaptan derlenen alıntılar şu şekildedir:
Bir cevap yazın